Diyabetin Temel Nedenleri: Şeker Hastalığının Köklerine İniyoruz

Diyabet, genetik ve çevresel faktörlerin birleşimi sonucu ortaya çıkan, pankreasın yeterli insülin üretmemesi ya da hücrelerin insülini etkili kullanamaması durumunu ifade eder. Hangi faktörlerin gazlandıracağı tipine bağlıdır.

Diyabet ya da halk arasında bilinen adıyla şeker hastalığı, insanlar arasında son yıllarda sıklıkla görülen ve çok ciddi sağlık problemlerine yol açabilen bir hastalıktır. Bu yazımızda diyabetin temel nedenlerini, hastalığın köklerine inerek ele alacağız. Bilindiği gibi diyabet, pankreasın yeterli miktarda insülin üretmeyi başaramaması veya insülinin hücreler tarafından etkili bir şekilde kullanılamaması sonucunda ortaya çıkar. Ancak bu durumu tetikleyen birçok faktör bulunmaktadır.

Birinci tip diyabet ve ikinci tip diyabet olmak üzere genellikle iki tür diyabet hastalığı mevcuttur. Birinci tip diyabet, genellikle genç yaşlarda ortaya çıkan ve insülinin hiç üretilmediği bir durumdur. İkinci tip diyabet ise daha çok yetişkinlik döneminde görülür ve insülinin ya yeterince üretilmemesi ya da üretilen insülinin doğru bir şekilde işlevini yerine getirememesi durumunda ortaya çıkar.

Birinci tip diyabetin ortaya çıkışının genetik olduğu düşünülse de, kontrol dışı faktörlerin de birinci tip diyabeti tetikleyebildiği bilinmektedir. Örneğin, bazı viral enfeksiyonların ve çevresel faktörlerin hastalığı tetiklediği düşünülmektedir.

İkinci tip diyabetin en yaygın nedenleri ise aşırı kilolu olmak ve hareketsiz yaşam tarzıdır. Aşırı kilolu olmak, insülin direncini artırır ve bu da pankreasın daha fazla insülin üretmesini gerektirir. Ancak pankreas, belirli bir süre sonra bu talebi karşılayamaz hale gelir ve sonuç olarak kan şekeri seviyesi artar. Ayrıca, hareketsiz yaşam tarzı, insülin direncini artırarak ve hücrelerin insülini etkili bir şekilde kullanmasını engelleyerek diyabet riskini artırır.

Diyabetin başka bir sebebi ise genetik faktörlerdir. Ailede diyabet geçmişi olan kişilerin diyabet olma riski, olmayanlara göre daha yüksektir. Fakat unutulmamalıdır ki, genetik yatkınlık tek başına diyabeti tetikleyemez. Çevresel faktörler ve yaşam tarzıyla birleştiğinde diyabet riskini artırır.

Hormonal değişiklikler de diyabetin bir başka nedenidir. Örneğin, hamilelik sürecinde kadınların vücudu fazladan insülin üretir, ancak bazen bu durum insülin direncine neden olabilir. Bu durumda ortaya çıkan diyabet, genellikle ‘gestasyonel diyabet’ olarak adlandırılır ve genellikle doğumdan sonra kendiliğinden düzelir.

Bazı ilaçların uzun süreli kullanımı da diyabeti tetikleyebilir. Steroidler, tansiyon ilaçları ve HIV ilaçları diyabete yol açabilen ilaçlar arasında yer alır.

Son olarak, tüm bu faktörlerin dışında, yaşlanmanın da diyabet riskini artırdığı bilinmektedir. Çünkü yaşlandıkça hücrelerin insülin hassasiyeti azalır ve bu durum diyabet riskini artırır.

Özetle, diyabet çok çeşitli faktörler tarafından tetiklenebilen bir hastalıktır ve bu faktörler hastalığın tipine göre değişkenlik gösterebilir. Ancak genel anlamda kilo, yaşam tarzı, genetik faktörler, hormonal değişiklikler, bazı işlenmiş gıdaların aşırı tüketimi ve belirli ilaçların kullanımı diyabetin en temel nedenleri olarak kabul edilir. Bunun yanı sıra diyabetin kesin tedavisi olmamakla birlikte, yaşam tarzında yapılacak değişikliklerle hastalığın yönetilmesi ve ilerlemesinin engellenmesi mümkündür. Bu nedenle, diyabet riski taşıyan kişilerin bu risk faktörlerini minimize edici önlemler alması son derece önemlidir.

By